Ve insan yetkinliği yarattı
Merhaba,
ilk kez konuk yazar/blogger olarak Ahmet Eryılmaz‘ı alıyorum. Kendisine teşekkür ederim misafirliğinden dolayı
Artemiz Güler
VE İNSAN YETKİNLİĞİ YARATTI
İK’nın mantrası yetkinlik.
Her yerden o çıkar.
Kurcalarsanız, kalıp yetkinlik adlarıyla karşılaşırsınız.
Yetkinliğin tanımı da fludur zaten.
Sonuç: Arapça dualar gibi, sevap niyetine durmadan adı anılan bir yetkinlik inancı.
Şimdi mini bir ‘yetkinlik oluşturma süreci’ anlatacağım.
Farzedin İKEA ambalajından çıkan sözsüz montaj talimatı.
- Yetkinliğin adını baştan boşverin. O, en sonda düşünülecek.
- İşi analiz ettiniz mi? Profili çıkarma tamam mı? Süreç iyi mi?
- Alın bunları önünüze, önce şunu düşünün: Bu işi yapabilmek için ne bilmesi lazım? Kuru bilgi anlamında yani. Nokta atış olacak ama. Örneğin Excel demek yetmez, Excel’de neler bilmeli?
- Hangi beceriler lazım? (beceri denilen şey bedensel veya zihinsel ustalıktır; yaparak kazanılır). Örneğin bir ekranı/yazılımı etkili kullanmak bir beceridir. Özel geliştirilmiş bir raporu iyi ve hızlı hazırlamak bir beceridir.
- Hangi beklenen davranışlar lazım? Örneğin kontrol etmek bir davranıştır. Onaylatmak veya önceden belirlenmiş seçenekler arasında karar vermek bir davranıştır.
- Hangi yetenekler lazım? (Malum, yetenek Allah vergisidir; sonradan kazanılmaz).
- Belki bir de istisnaen hangi bakış açısı lazım? (Bazı işlerde tutumlar, istek, güdü önemlidir). Örneğin satış, yönetim..
- Bunları yemek yapar gibi bir araya getirdiğinizde ortaya her defasında farklı bir bileşim çıkar. Çok bildikse, kullanılagelen bir yetkinlik adını koyabilirsiniz. Yoksa yenisini uydurmanız gerekir. O bileşime en yakışan adı bulacaksınızİşte bir yetkinlik elinize doğdu.
Şimdi nerede istiyorsanız kullanın: İşe almada, eğitim ihtiyacında, ücretlendirmede.
Yalnız hatırlatayım: Dinamiktir, değişir. Sürekli bakım gerektirir.
AHMET ERYILMAZ