Sayılar ve insanlar…
Sayılar ve İnsanlar…
Modern dünyada artık her şey sayısal. Sayamadığımızı şeyi ölçemediğimizi düşündüğümüz için her şeyi sayıyoruz. Trafikte ölenleri sayıyoruz, şehit olanları sayıyoruz, istifa edenleri sayıyoruz…
İşin içinde değilsek, sadece okuyan, dinleyen veya izleyensek belirli bir süre tüm sayıları sadece SAYI olarak algılıyoruz. Haberleri dünlerken “2 er şehit oldu” haberi bizim için 2 sayısıyla anlamsızlaşıyor. Aynı şekilde her gün “4 kişi trafik kazalarında öldü” haberi de aklımızda 4 olarak saklanıyor.
Halbuki “ateş sadece düştüğü yeri yakıyor”. Bizim 2, 4, 15 olarak algıladığımız, alıştığımız rakamlar aslında birer insan hayatı. 1 sayısı aslında; 1 baba, 1 eş, 1 oğul, 1 ağabey anlamına geliyor ve biz bunları düşünmüyoruz artık.
Düşünmedğimiz için, sadece sayı olarak gördüğümüz için de hiçbir şey yapmıyoruz. İnsan 1’e, 3’e, 15’e ne yapabilir değil mi? “Sistem suçlu” demek gibi bir şey, sayılara sığınmak.
Nisan ayı sonlarında bir akrabamızı terör nedeniyle kaybettik. Şehit olan bu uzman çavuş, bizim için iyi bir dost, eşi için iyi bir koca, 2 çocuğu için iyi bir babaydı. Ama ölüm haberini izlediğim medyada “1 uzman çavuş şehit oldu”yu duyunca, sayılara ne kadar alıştığımızı, duyarsızlaştığımızı tekrar hatırladım acı bir şekilde. Evet ateş sadece düştüğü yeri yakıyor…