İnternet ve Dönüşüm
Tam emin değilim ama ilk olarak 1996 yılıydı sanırım e-posta ve internet dünyası ile tanışmam. Üniversite bitiyordu ve ben yurtdışındaki yüksek lisans olanakları için araştırma yapmak istiyordum.
Amerika’ya, hatta İstanbul’daki ofislerine gitmeden internette yaptığım araştırmayla epey bilgi topladığımı hatırlıyorum.
Gerçi, lisedeyken (İzmir Fen Lisesi) o zamanlar Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nde dahi olmayan bir erişimimiz vardı, siyah üzerine yeşil karakterli ekran içeren, daha eski bir anı olarak. Herhalde o günkü erişim, üniversiteler arası erişimi sağlayan internetin ilkel formuydu
Neyse, üniversite sonrası girdiğim iş hayatımın ilk yıllarında internet yoktu
Artık internet işte, evde, her yerde… Hatta bazı yerlerde, örneğin bazı otellerde, alışveriş merkezlerinde, dizüstü bilgisayarınızı (tabi bazı özelliklere sahip) alıp herhangi bir telefon hattı olmadan da internete girebiliyorsunuz.
Peki interneti neler için kullanıyoruz biz Türkler ? Kurumsal ve bireysel olarak ben hala etkin olarak kullanamadığımızı düşünüyorum. Kamuda bu konuda belli bir girişim görülse de bütünlükten uzak olduğu için genele yayılamıyor. Bazı belediyeler, silahlı kuvvetler, polis benzeri kurumlarda olan dönüşüm hem yeterli değil hem de genele yayılmadığı için kopuk olabiliyor.
İstanbul’da yaşarken, pasaport için Emniyetin sitesinden e-başvuru yapmıştım. Sitede başvurunun internetten yapılması halinde, önceden doldurulan bir formun nüfus kütüğünüze siz gitmeden ulaştırılması nedeniyle başvurunun daha hızlı olacağı yazıyordu. Ben de dediği gibi yaptım. Formu internetten doldurdum ve 2-3 gün sonra gittim ki, kütüğümden cızz diye geldiği için zaman kazanayım (!).
Benim gitti diye bildiğim form, emniyet vakfına X lira bağış alabilmek için tekrar karşıma çıkmaz mı ?
Tabi ki internet iyi bir şey olsa da, zihniyet değişmediği zaman, her şey aynı kalıyor.
Özel sektör de dahi kurum internet sitesi dendiği zaman, durağan ve kuru bir şirket broşüründen öte gitmeyen tasarımlar anlaşılıyor. Bırakın internet üzerinden satışı, çalışanlara, bayilere, müşterilere ulaşmayı; ürün ve hizmetleri bile yeterince tanıtmayan yapılar görüyoruz.
Bireylere baktığımızda en iyimser kaynaklara göre Türkiye’de nüfusun %87’si İ’den bile habersiz
Ama hem kurumlar hem de bireyler bu dönüşümü yaşamak zorundalar. Yakın gelecekte hem kamu hem de özel sektör yapmak zorunda kalacağı sanal hamlelerle bu alemde daha çok yer alacak. Bireyler de bu uygulamalardan yararlanmak ve belki de kendileri de yaratmak için internet dünyasına girmek zorunda kalacaklar.
Dünyada daha önce yaşanan tüm yapısal dönüşümlerle kıyaslandığında, bu dönüşüm – internet erişimi olan – herkese açık . Bireysel olarak da katılabileceğiniz bu dönüşüme ayak diremeden, devlet, şirket, kurum veya birey olarak hazır olmamız gerekiyor.
Bol internetli günler diliyorum: