Agile İçin Sanki Bir Kültür Ön-Şartı; Engage&Grow
Önce Agile nedir ile başlayalım. Ben de yeni öğreniyorum o yüzden eksik, yanlış varsa lütfen yorum yapın, eleştirin ki ben de düzgün öğreneyim ?
Agile Manifestosu 2001 yılında yayınlanmış. http://agilemanifesto.org/iso/tr/manifesto.html Türkçesi bu. Tüm maddeleri uzun uzun yazmıyorum. Merak eden varsa girip okuyabilir. Ben Agile’I kurum kültürü ve Engage&Grow açısından değerlendireceğim.
- Bireylere ve etkileşimlere değer verir, diyor. Evet süreç önemli, evet kullanılan araçlar önemli ama esas önemli olan bunlardır, demişler.
İşin yapılmasını herkes ister. Hem de kurumsal bir yapıdaysanız, doğru süreçlerin uygun araçlarla yürütülmesini ve sonuçlanmasını bekler. Agile ise önce bireylere değer ver, diyor. Bireylerin değerlerine, isteklerine ve en önemlisi duygularına değer verilmezse, o bireyden sonuç almak mümkün mü sizce ? Peki genelde yapılan ne ? Normal veya agile bir takımda bireylere değer veriliyor mu ? Verilmediği zaman iş ilerliyor mu ? Yanıtlar belli esasında değil mi (soru işareti yok artık, son cümle soru değil çünkü)
Engage&Grow’un uygulamalarından bir tanesinde, grup içi veya dışı mümkün olduğunca tüm bireylere dokunmak var biliyor musunuz ? Grup içi daha yoğun ama grup dışında da diğer kurum çalışanlarıyla iletişime geçiriyor sizi.
Etkileşim zaten neredeyse tüm uygulamalarda var. Kuramsal değil, hepsi etkileşim içeriyor.
- Müşteri ile işbirliğine değer verir, diyor. Sözleşme, pazarlık, fiyattan daha çok vurguladığı bu.
Peki herhangi bir projeyi, işi alınca müşteriyi kale alıyor muyuz ? Yoksa bildiğimiz yolda ilerlerken, sadece karlılık odaklı mıyız ? İş sonucu ne zaman tam anlamıyla müşterinin istediği gibi oluyor ?
Engage&Grow’un uygulamalarından başka bir tanesinde, müşteriye dokunmak var. Sadece dokunulan çalışan bireyler değil yani. 12 kişilik bir grubun 4-8 hafta arası tüm müşterileri aradığını bir düşünsenize. “Biz zaten arıyoruz, geçen gün zaten müşterideydim” nidalarını duyuyorum şimdi de. Burada sadece “merhaba deyip, halini hatırını soruyor ve geribildirim alıyorsunuz” Bu kadar kişi bu kadar hafta müşteri arandığında, en canlı/en bana müşteri memnuniyet anketi de yanında geliyor zaten.
Buraya kadar etkileşimde olduğum noktalar, manifestodandı. Buradan sonra okuyacaklarınız PRENSİPLER ile ilgili olacak. http://agilemanifesto.org/iso/tr/principles.html
Projelerin temelinde motive olmuş bireyler yer almalıdır.
Onlara ihtiyaçları olan ortam ve destek sağlanmalı,
işi başaracakları konusunda güven duyulmalıdır.
Bir yazılım takımında bilgi alışverişinin en verimli ve
etkin yöntemi yüzyüze iletişimdir.
Motive olmamış çalışanlarınız var mı ?
Proje takımlarınızın veya genişletirsek tüm çalışanlarınızın gereksinim duydukları ortamı sağladınız mı ? Onları yeteri kadar destekliyor musunuz ?
Güvendiğinizi en son ne zaman gösterdiniz ?
Yüzyüze iletişim, iletişiminizin % kaçı ?
Proje/Agile ekipleri gerçekten uyumlu mu ?
Ekip içinde herhangi bir huzursuzluk, gerginlik var mı ?
Ne oldu ? Yine bireylere ve duygularına mı geldik yoksa ? Hay Allah değil mi !!!
Özetle; çalışanınıza değer vermiyorsanız, kültür sizin için sadece “kültür mantarı” ise, takım ol diye emir verince takım olunacağını sanıyorsanız, Agile falan hiç başlamayın. Ne yapıyorsanız devam edin. Tam tersi çalışanlarınız biraz eğitim alır, farkındalığı artar neme lazım değil mi ?
Ha bu arada Engage&Grow bu kadar değil, dahası var ?
Peki bu Agile işine nereden mi bulaştım ? Bu yıl MCT İK Zirvesi ana konusu “Agile&Fragile” https://insankaynaklarizirvesi.com/ Geçen yıl katılamadığım Ahmet Eryılmaz’ın MCT İK çalışmalarına bu yıl katılmak istedim. Ve bana Agile Mapping çıktı. Gerçi CSI istiyordum ama işin içine girince bana daha öğretici olduğunu gördüm ve sanırım görmeye devam edeceğim.
Umarım bu yazının devam gelir…
Yararlandığım linkler:
https://edakoc.wordpress.com/2020/02/26/agile-or-fragile/